CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a ODTÜ’lü öğrencilere başlatılan soruşturmaya ilişkin “Öğrencilerin öğrenim haklarının bir parçası olarak, yurtların ve yemekhane koşullarının iyileştirilmesine yönelik taleplerini dile getirmelerinin ne türden bir sakıncası olduğunu düşünüyorsunuz? Yasal haklarını kullanan öğrenciler hakkında disiplin soruşturması başlatarak hakkın kullanımını engelleyen Rektörlük makamına ilişkin bir tasarrufunuz olacak mıdır?” diye sordu.
Konuralp, soru önergesinin gerekçesinde şunları ifade etti:
“Rektörlük, başlattığı soruşturmaya dayanak olarak 2547 Sayılı Kanun’un 54. maddesi 1. Fıkrası: b bendinin 7. alt bendini göstermektedir. B bendinin ilgili alt bendi, ‘Yükseköğretim kurumuna ait kapalı veya açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek’ şeklindedir. Oysaki, mevcut anayasamızın, ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir’ şeklindeki 34. Maddesi ile bu maddenin nasıl yorumlanması gerektiğinin de çerçevesini çizen Anayasa Mahkemesi’nin içtihat haline gelmiş kimi kararları ortadadır. Bu bağlamda, öğrencilere yönelik soruşturma hem anayasamızın hem de yüksek mahkemenin kararlarına aykırıdır.”
“Açılan soruşturmanın Anayasa Mahkemesi’nin kararlarıyla da çeliştiğini düşünüyor musunuz?”
Konuralp, Yılmaz’dan şu sorulara yanıt istedi:
“İlgili öğrencilere yapılan bildirimden anlıyoruz ki öğrenciler, ‘izinsiz toplantı düzenledikleri’ gerekçesiyle soruşturmaya uğramışlardır. Oysaki öğrencilerin rektörlükten taleplerde bulunmak üzere gerçekleştirdiği yürüyüşün soruşturma gerekçesi olarak sunulması Anayasanın en temel ilkelerine ve ilgili yasal düzenlemelere aykırı bir tutum değil midir? Anayasa Mahkemesi kararlarında -özetle- ‘toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılabilmesi için yetkili makama bildirimde bulunulmasının yeterli olduğu ve yetkili makamın onayının aranmadığı’ sıklıkla vurgulanmakta; Anayasa’nın 34. maddesinde hakkın izne bağlanamaması şeklindeki güvencesiyle aykırı sınırlamaların Anayasa’nın sözüne aykırı olacağını ifade edilmektedir. Bu çerçevede açılan soruşturmanın Anayasa Mahkemesi’nin kararlarıyla da çeliştiğini düşünüyor musunuz? Öğrencilerin öğrenim haklarının bir parçası olarak, yurtların ve yemekhane koşullarının iyileştirilmesine yönelik taleplerini dile getirmelerinin ne türden bir sakıncası olduğunu düşünüyorsunuz? Yasal haklarını kullanan öğrenciler hakkında disiplin soruşturması başlatarak hakkın kullanımını engelleyen Rektörlük makamına ilişkin bir tasarrufunuz olacak mıdır?